Yeni Başlayanlar için Okçuluk
Kişinin okçuluk sporuna başlarken stil ve tekniği doğru olarak öğrenmesi önemlidir. Yanlış öğrenilmiş bir hareketin sonradan düzeltilmesi çok zordur. Yeni bir öğrenciyle çalışmaya başlanıldığında hareketler basamak basamak öğretilmelidir. Bu hem antrenörlere, hemde öğrenciye kolaylık sağlar. Antrenör kademe kademe sporcusunun ilerlemesini gözler ve bir basamaktaki hareket yerleşince bir sonraki basamağa geçer.
İlk çalışmalar oksuz, boş yayla yapılmalıdır.
1- Duruş
2- Elin kabzaya oturtulması
3- Kirişi tutuş
4- Çekiş
5- Elin çeneye değdirilmesi
Bu 5 basamak, hareketlerin tam olarak yapılmasına kadar oksuz, boş yayla çalışılmalıdır.
Antrenör, sporcusunun bu hareketleri doğru ve rahatca yaptığına emin olduktan sonra 6. basamağa geçer.
6- Nişan alma.
Bu basamakta da boş yayla çalışılmalıdır. Yayını rahatca çekebilecek hale gelen sporcuya nasıl nişan alacağı öğretilir. Kirişi yay penceresiyle kesiştirmesi ve nişangahın ucunu hedefin ortasına getirmesi gerektiği öğretilir.
Bu hareketleri tam olarak yaptıktan sonra ayni hareketleri ok ile yapması istenir. Ok takılı olarak hareketleri yapan ve stilini yerleştiren sporcuya hedefe 10 metre mesafeden bırakış gösterilir ve bu mesafeden atışa başlatılır. Bu arada stilinde görülen hatallar düzeltilir ve atış mesafesi arttırılır.
Okçulukta Kritik Noktalar
1- Pozisyon: Herkes değişik pozisyonlarda ok atabilir fakat en kolay konum hedefle aynı doğrultuda durmaktır. Bu pozisyonda kafa ve yay aynı doğrultuda tutulmalıdır. Pozisyonumuzu değiştirirsek yani hedefe açık durursak kafa pozisyonu daha rahatlar fakat vücutta zorlamalar ortaya çıkar.
2- Kirişe Ok Takma: Kirişe ok takma konusunda belirli bir pozisyon yoktur. Ancak arkalığın kirişe doğru ve iyi bir şekilde oturduğuna emin olmak gerekir.
3- Eli Yaya Yerleştirme: En önemli noktadır. Çünkü sol eldeki bir hareket okun çıkışına etki edecek ilk noktadır. En önemli bölüm birinci bölümdür. Yani okun atış anında ancak üçte birlik bölümü yay ile temas halindedir. Daha sonra yaydan tamamen ayrılır. Bu nedenle el gevşek olmalı.El gevşek olursa yaya herhangi bir ters baskı söz konusu olmaz. El gevşek olursa, yay ele kendine göre en iyi şekilde yerleşir. 1. sistem diye sözünü ettiğimiz eski sistemle yay fazla döndüğü için sol bilek pozisyonu bozulur. Elin gevşek olması bir amortisör görevi yapar. İki ser unsurun karşılaşmasında hata daha fazla olur. Bunu önlemek için sol el gevşek olmalıdır. Baskıyı kaldırabilmek için sol el parmakları yay gerildiğinde piyano çalıyormuş gibi olmalıdır
4- Kirişi Tutuş: Parmaklarınızın ilk boğumuyla kirişi tutun. Çekiş anında kirişe en fazla kuvveti 3. parmak, en az kuvveti ise 1. parmak tatbik etmelidir. Parmaklarda sadece kirişi tutacak kadar kuvvet bulunmalı, bilekler uzar gibi elastik olmalıdır. Bilekler çok elastiki olacak, yayı gerişteki yük sırtımızda yer alacak ve bırakışta herşey bitecektir.
5- Vücut ve Kafa Pozisyonları: Duruş pozisyonu düz olmalı ve bütün mesafelerde vücut belden itibaren ‘T’ harfi şeklinde olmalıdır. Mesafe değiştikçe ‘T’ şekli bozulmadan belden bükülmelidir. Diğer noktadada kafa pozisyonudur. Eğer atışlarda kafa pozisyonu değişirse büyük farklılıklar söz konusu olabilmektedir. Kirişin muhakkak çenenin ortasına yerleştirilmesi şart değildir. En önemli kontrol noktası burundur. Kiriş, buruna değdikten sonra sürekli aynı yere yerleştirilmek şartıyla çenede herhangi bir kısıma oturtulabilir.
6- Atışa Hazırlanma: Atışa hazırlanma fazla önemli olmamakla beraber bu aşamada gereksiz hareketler yapılmamalıdır. Eğer böyle bir durum söz konusuysa bunlar yok edilmeye çalışılmalıdır.
7- Çekiş: Kiriş çekilirken kiriş yayın orta kısmında kalmalıdır. Aksi taktirde yay sağa ve sola doğru döner ve yayın yönü değişir. Bu durum okçu atış yaparken birkeç metre arkasından bakılarak kontrol edilebilir. Yanlış bırakma halinde kiriş yaya çarptığında yayı sallamaktadır. Bu durumda kötü olan nokta şudur ; her ne kadar ok bırakıldığında ok yaydan ayrılana kadar 1/3i kadar yeri arrow rest değer ise de ok hala kirişin üzerindedir. Yani geri kalan 2/3 hatta daha fazla kısmında dahi ok kirişin üzerindedir. Bundan dolayıdırki ok sallanarak gitmektedir. Bu kötü uçuşun %50 si bırakışa %50 si ise çekiş anındaki hataya aittir. Bu nedenle çekişe dikkat edilmeli ve belirtildiği gibi kontrol edilmelidir.
8- Elin Çeneye Oturtulması: Bu iş fazlaca hassasiyet gerektirir. Elin çeneye değdiğini göremeyiz. Ancak bunu hissederiz. Bu hareket sürekli yapıldığı için belli bir süre sonra kişinin yerleşme noktası şuur altına yerleşir. Buna gereken önem verilmezse her defasında farklı yere yerleştirilen kiris hatayı arttıracaktır. Bunun için bu hassas noktayı her okçu kendi kendine edinmelidir.
9- Bırakış: Bırakış parmakların açılması değildir. Bırakışta doğru olan parmakları açmak değil, sadece parmaklardaki kirişi tutmaya yarayan enerjiyi boşaltmaktır. Biz parmaklarımızı açmayacağız, kiriş parmaklarımızı açacaktır. Bırakışta konsantre olmak hatalıdır. O kendiliğinden gelişir. Kliker kullanırken, klikler sesi beklenmemelidir. Kliker bizim adelelerimiz olmalıdır. Zaten tam pozisyonumuz oturduğunda klikler sesi çıkmıyorsa kliklerin yeri doğru değildir. Bu anlatılan deneyimlerin kazanılması tabii ki çok çalışmayla olacaktır. Öncelikle bunların şuur altına yerleşmesi gerekir. Daha sonra antremana başlayıp bilinçli uygulama yapılmalıdır. Bu anlatılan deneyimlerin kazanılması tabii ki çok çalışmayla olacaktır. Öncelikle bunların şuur altına yerleşmesi gerekir. Daha sonra antremana başlayıp bilinçli uygulama yapılmalıdır. Müsabakada en kötü düşünce “bütün oklarımı ortaya atacağım” iddasıdır. Bu söylediklerimiz teknik antremandır. Bunda başka bir de mental antreman yapmak gerekir. Bazen müsabakada korkarız. Bunun nedeni tam hazır olmadığımızdır. Bu durumda hata yapmaktan korkarız. Bu korkudan başka bir de fobi söz konusudur. Psikolojik yapımızda korku ve fobi çok önemli yer tutar. Böyle durumlarda adrenalin artar. Bu durum kişiye güç vermesine karşılık adaleler bloke olduğu için atışımız olumsuz yönde etkilenir. Atışın bozulması beraberinde mental yapının da bozulmasına ve böylece de tüm yapımızın olumsuz etkilenmesine yol açar. Eğer atış çizgisinde bazı endişelerimiz söz konusu olursa psikolojik yönden negatif düşünce içine gireriz. Hiçbir zaman atışlarım kötü gidiyor diye düşünmemeliyiz. Eğer olumsuz şartlar söz konusuysa bu herkes için geçerlidir. Okçu bahane bulmaya çalışmamalıdır. En iyisi müsabakaya girdiğim en iyi atışı yapacağım diye düşünmektir. Bazen ilk iki okumuzu 10 a atarız. Fakat 3. oku da 10 a atacağım iddiası içine düşersek heyecan artar ve oku çok kötü atabiliriz. Bunun için önceden atılan oklara dikkat edilmemelidir. Herkes kendi heyecan durumunu bilir. Buna göre kendini yetiştirmelidir. Bunun en kolay yolu pozitif düşünce içine girmektir. Ancak bu da yeterli değildir. Eğer yeterli teknik antremanı yapmamışsak sadece pozitif düşünce içine girmek olumlu sonuç yaratmaz. Daima kendimizden emin olmalıyız ve yeterli antremanıda yapmalıyız.
Yay Ayarı: Ara sıra yaya aksesuar takmadan atış yapmak yararlıdır. Böylelikle hatamızı daha kolay görebiliriz. Aksesuar hatayı azaltır, fakat yok etmez. Bunu unutmamak gerekir. Yay ayarına başlamadan önce bütün aksesuarın yerinde olması gerkir. Uzun ağırlık yayın sağa sola doğru hareketini önler. Ayar yapılırken sadece gerekli aksesuar takılmalı fazla aksesuardan kaçınılmalıdır. Yanlardaki ağırlıklar yayın dikey yöne oynamasını önler. Yukardaki ağırlık ise limblerden gelen sarsıntıyı alır. Herkes kendi stabilizer ayarını kendi yapmalıdır. Bu durum pozitif düşünceyi artırır. Yay ortadan tutulduğunda hafifçe öne doğru düşmelidir. Kabza arkasına artı ağırlık takılmamaktadır. Hakim olan düşünce ‘’ağırlık yaydan ne kadar uzak olursa o kadar iyidir’’ düşüncesidir. İlave uzatma takıldığında yayın yine öne doğru hafifçe yatabilmesi için stabilizerlerin uçlarına gerektiği kadar ağırlık takılmalıdır. Yaydan gelen titreşim hemen yok edilmelidir.